DİSK/Genel- İş tarafından hazırlanan 8 Mart Kadın Emeği Raporu’na göre, Türkiye’de her 10 kadından sadece 3’ü çalışma hayatında yer aldı. Türkiye’de kadın işsizliğinin, AB ve OECD üye ülkelerinin 2 katından fazla olduğu belirtilen raporda, 12 milyona yakın kadın ev işleri dolayısıyla çalışma hayatına katılamadığı vurgulandı.
DİSK/Genel-İş Emek Araştırmaları (EMAR), “kadın emeğinin görmezden gelinen sorunlarına dikkat çekmek ve görünürlüğünü artırmak için” hazırladıkları 8 Mart Kadın Emeği Raporu’nu kamuoyuyla paylaştı.
OECD üye ülke ortalamasında istihdamda toplumsal cinsiyet açığı oranı yüzde 12,1, AB üyesi ülkelerde de yüzde 10,7 olduğu belirtilen raporda, Türkiye’de bu oranın yüzde 34,6 olduğu vurgulandı.
2021 yılında 2023 yılına kadınların işgücüne katılımlarının 10,560 milyon kişi ile yüzde 32,8’den, 2023 11,938 milyonla yüzde 36’ya yükseldiği aktarılan raporda, “Aynı dönemde erkeklerin işgücüne katılımları ise kadınların iki katıdır. Erkeklerin işgücüne katılımları 2021 yılında 22,1 milyon kişi ile yüzde 70 iken 2023 yılında 22,111 milyonla yüzde 71,1’e yükseldi. Erkeklerin işgücüne katılımları kadınların iki katından fazla iken bu durum istihdama da yansımaktadır. Türkiye’de kadın istihdamı erkek istihdamına göre oldukça düşüktür. 2021 yılında kadın istihdamı 9 milyon ile yüzde 28 iken erkek istihdamı 19,7 milyon ile yüzde 62,8’di. 2023 yılında ise kadın istihdamı 10,546 milyon kişi ile yüzde 31,8 iken erkek istihdamı 21,474 milyon kişi ile yüzde 66,1 oldu” denildi.
“Kadın istihdamının yüzde 73,5’i işçi, yüzde 1,8’i işveren”
Aynı dönemde işveren kadınların sayısının ise sadece 13 bin kişi arttığı vurgulanan raporda, şu ifadeler yer aldı:
“2021 yılında 174 bin kadın işveren iken 2023 yılında 187 bin kadın işverendir. Ekonomik kriz dönemlerinin öncelikle kadın emeği üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Son olarak pandeminin ardından özellikle 2020 yılının sonları itibariyle artan enflasyon ve dalgalı ekonominin yarattığı krizde işveren olan kadınların sayısı azalırken işçileşen ve kayıt dışı olarak çalıştırılan kadınların sayısında artış oldu.
Diğer Avrupa ülkelerinde ve OECD ülkelerinde kamu sektöründe kadın istihdamı oldukça yüksekken Türkiye’de kamuda çalışan kadınların oranı oldukça düşüktür. Örneğin, Fransa’da kamu sektöründe çalışanların yüzde 64,6’sı kadınken; Türkiye’de bu oran Fransa’nın neredeyse yarısı kadardır ve yüzde 34,8’dir. Türkiye’de kamuda çalışan erkeklerin sayısı, kadın çalışanların neredeyse iki katıdır. İktidarın, kamu sektöründe istihdam politikaları belirlerken cinsiyet eşitliğini gözetmemesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik politikalarının yetersiz olması bu sonucu doğurmaktadır.”
“12 milyona yakın kadın ev işleri dolayısıyla çalışma hayatına katılamıyor”
Verili toplumsal cinsiyet rolleri dolayısıyla kadınlara atfedilen işlerin kadınların büyük bir kısmının çalışma hayatına katılmasına engel olmakta olduğu dile getirilen raporda, “2023 yılı 4. çeyrek verilerine göre 8 milyon 606 bin kadın ev işleri nedeniyle çalışma hayatına dâhil olamadığını belirtirken ev işleri nedeniyle çalışma hayatında yer alamadığını belirten erkek verisi bulunmamaktadır. Benzer bir şekilde ailevi ve kişisel nedenlerle çalışma hayatına dâhil olamadığını belirten kadın sayısı 3 milyon 144 bin kişi iken erkek sayısı sadece 466 bin kişidir” denildi.