Yenilenebilir Enerji Kapasitesi Geçen Yıl Rekor Seviyeye Ulaştı!
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) verilerine göre, geçen yıl küresel yenilenebilir enerji kapasitesi 473 gigavatlık rekor artışla toplam 3 bin 870 gigavata yükseldi. Güneş enerjisinin payı yüzde 73, rüzgar enerjisinin payı ise yüzde 24 olarak gerçekleşti.
IRENA Direktörü Francesco La Camera, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de devam eden Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29) kapsamında, ajansın, iklim zirvelerine hazırladıkları izleme raporlarıyla katkı sağladığını belirtti.
Francesco La Camera, küresel yenilenebilir enerji kapasitesini 2030’a kadar üç katına çıkarma hedefi için geçen yılki 473 gigavatlık rekor kurulumun en az 1000 gigavat seviyesine ulaşması gerektiğini bildirdi.
“1000 GİGAVATTAN FAZLA KURULUM GEREKİYOR”
Geçen yıl Dubai’de düzenlenen COP28’de ülkelerin küresel yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma taahhüdünü anımsatan La Camera, bu hedefin mevcut eğilimlerin ötesinde bir çaba gerektirdiğini vurguladı.
La Camera, “Geçen yıl 473 gigavatlık yeni bir rekor kurulum sağladık ancak hedeflere ulaşabilmek için iki katından fazlasına ihtiyacımız var. Yılda 1000 gigavattan fazla kurulum gerçekleştirmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“YENİ BİR ENERJİ SİSTEMİNE GEÇİŞ BAŞLADI”
Dünyanın şu anda bir enerji dönüşümü sürecinde olduğuna dikkat çeken La Camera, “Yenilenebilir enerji kaynaklarının hakim olduğu, yeşil hidrojen ve biyokütlenin sürdürülebilir kullanımıyla tamamlanan yeni bir enerji sistemine doğru ilerliyoruz. Bu kesin. Ancak dönüşümün hızı ve kapsamı henüz yeterli değil” dedi.
La Camera, yenilenebilir enerjinin daha yaygınlaşması için altyapının güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Yenilenebilir enerjiye hala yeterince destek verilmiyor. Bu nedenle daha esnek ve entegre şebekelere ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı.
Fosil yakıtlara yönelik teşvik ve tarife gibi yapısal engellerin dönüşümü geciktirdiğini belirten La Camera, “Piyasalar hala fosil yakıtlara odaklanmış durumda, bu durumun değişmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
YEŞİL YAKITLARA OLAN TALEBİ ARTIRACAK POLİTİKALAR
La Camera, yeşil yakıtlara olan talebi artıracak politikaların fosil yakıtları azaltmanın yanı sıra önemli olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
Yenilenebilir enerji, olası krizlere karşı daha dirençlidir. Bu, daha güvenli ve ekonomik bir enerji sistemi demektir. Ancak merkezi olmayan bir enerji sisteminin yönetilmesi zor olabilir. Bu nedenle uygun kurumların kurulması veya güçlendirilmesi gerekmektedir. Merkezi olmayan enerji sistemlerinin yönetiminde söz sahibi olacak kurumların desteklenmesi gerekir.
ÇALIŞANLARIN YENİDEN EĞİTİLMESİ
La Camera, bu durumun istihdam açısından da geçerli olduğunu belirterek, “Fosil yakıt sektöründen yenilenebilir enerji sektörüne geçen çalışanlarımızı yeniden eğitmeliyiz. Geleceğin enerji sistemlerine uyum sağlayacak nitelikli mühendislere ihtiyacımız var. Yani bu yapısal engeli aşmak için atılması gereken adımlar açıktır.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN YENİLENEBİLİR ENERJİ POTANSİYELİ MUHTEŞEM”
La Camera, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında muazzam bir potansiyele sahip olduğunu ve jeotermal enerji açısından dünyanın önemli bölgelerinden biri olduğunu belirterek, sözlerini şu şekilde tamamladı:
Türkiye coğrafi konumu gereği enerji sistemlerinin daha fazla entegrasyonunu gerektiriyor. Enerji sistemlerinin birbirleriyle daha fazla bağlantılı olması ve esneklik sağlaması önemli. Bu yapısal engellerle başa çıkmak için yerel ve uluslararası düzeyde entegrasyona ihtiyaç vardır.